Bedenin ve toplumun çatışması. Her insan id, ego, süperego evrelerinden geçer. İd evresinde insan iç güdüleriyle hareket eden bir canlıdır. Cinsellik, saldırganlık ve açlık ihtiyacını karşılamak gibi. Ego bunu biraz daha bastırır. Bu tür davranışları sergileyebilmesi için zamanı öne sürer. Süperego ise işin ahlaksal boyutunu ön plana sürer. Cinselliğini bastırmalıdır insanlar çünkü bunun dışında toplumsal bir varlık olmaktan öte iç güdüleri ile hareket eden bir canlı konumuna düşeriz toplumun önünde. Her toplumun ayrı süperego, ahlaksal kuralları vardır. Sadece cinsellik konusunda değil. O yüzden cinselliğini bastırır insanlar. Kim bilir böyle olması toplum adına daha iyidir belki ya da kötü. Bazen iç güdüsel dürtülerine insanlar karşı koyamayabilir. Daha kötü sonuçlar doğurabilir belki cinsel dürtülere ket vurmak. Ama toplumumuzun ahlaksal kurallarına uymadığı için paylaşımlarına yorum yapılması zor bence. Buna ben de dahilim.
Psikolojiye giriş dersi niteliğindeki bilgiler çeşitli yaklaşımlar içeriyor. Ama işin ilginç yanı zaten bunları tanımlayan ve bulan kişiler bu toplum ahlakından gelen kişiler değiller ki... Ne ilginçtir ki başka ahlaki kuralların ortaya çıkardığı bilgilerin bu toplumun ahlaki kural bekçileri haline getirilmesi, özellikle de nicki "Anarschi" olan yani her türlü otoriteyi ve hiyerarşinin tümünü reddeden anlamına gelen bir okuyucu tarafından yapılması sanırım oldukça manidar. Yorum yapılmasının zorluğunu belirten bu yorumunuz için teşekkürler. En azından kayıtsız olumasından daha iyidir.
Evet işte ben de bunu anlatmaya çalıştım aslında. Bu toplumun ahlaki baskısı öyle benimsemişiz ki bu konularda kendini özgürüm diye atfeden insanlar bile kendini kısıtlar. O yüzden blogunuzu takip edenlerin bu kadar az yorum yapmasının altında da bu var.
Yorum yapılıp yapılmaması sadece sayısal bir durum olarak görmek tarzım değil. Burada yorumdaki temel amaç bence benzer kalite, paylaşım veya yaklaşım ile kalite yaklaşıma sahip insanların birşeyler söylemesi veya söylememsi. Her şeyin konuşulması taraftarı değilim. Bazı şeyler tabu olarak ve ahlaki baskı altında da kalabilir. Bu baskının veya tam tersi olarak özgürlüğün konu bile olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca ne yazık ki bu bir gerçek toplumumuzda cinsellik hala bir tabu olarak görülüyor. özellikle kadınlar cinselliğin utanılacak bir şey olduğunu zanneder. Çünkü çocukluktan beri öyle yetiştiriliyoruz. Sonra evlenince cinsel hayatında sorunlar vb. şeyler baş gösteriyor işte. Cinsel anlamda yaşanan bir sürü sorun bu tabulaştırmadan kaynaklanıyor ayrıca. Ben bile bunu biliyorum eleştiriyorum da kendimi ama ahlaki yönde ayrı bir baskı kuruyor insanın üstüne. Öz eleştirimi böyle yapabiliyorum. Birden sıyrılıp bu toplumsal baskıyı atmak çok zor. Bu çok uzun konu ya tartışılır da tartışılır. :))
Cinselliğin tabu olmaması veya özgürleşmesi gibi toplumsal bir kaygımın olmadığını belirteyim. Blog hakkında kısmında da belirttiğim gibi ben bu blogu aslında kendim için ve kaliteli birşeyler yapmak için yapıyorum. Toplumsal veya kişilere yönelik herhangi bir kaygım bulunmuyor. Bunları belirttikten sonra yorumunuz için teşekkür ederim.
Rica ederim. Öfff kızım başımı şişirdin toplum, tabu, cinsellik.Bana ne senin, başkasının ne düşündüğü :)).. Açıklamanızı okudum zaten. Neyse uzatmayım ben. Hani şikayet etmişsiniz ya kimse yorum yapmıyor diye onun üzerine bir şeyler demek istedim. Tabiki kendiniz için, yapmaktan zevk aldığınız şeyleri yapacaksınız kimsenin bunu sorgulamaya hakkı yok.
İşte bahsettiğim kaliteli paylaşım durumu bu. Dikkat ederseniz tüm yorumlarınıza her bir düşünce unsuruna karşılık gelecek düşüncelerimi paylaşmaya gayret ediyorum. Yoksa bayığılaştırmak veya saygısızlık gibi birşey kalite anlayışıma ters düşer diye düşünüyorum. Her bir yorumunuz beni memnun ediyor. Teşekkür ederim yorumlarınız, katkılarınız ve düşünceleriniz için. Devamını merakla bekliyorum.
İnsan olarak sosyal bir canlı olmamızın bir gerekliliği ve ihtiyacı sanırım, karşılıklı diyalogda bulunma isteği. Bazen hiç tanımadık bir yerde, bambaşka bir ortamda belirli bir konu bir başka boyut katabiliyor kendimize...
Bedenin ve toplumun çatışması. Her insan id, ego, süperego evrelerinden geçer. İd evresinde insan iç güdüleriyle hareket eden bir canlıdır. Cinsellik, saldırganlık ve açlık ihtiyacını karşılamak gibi. Ego bunu biraz daha bastırır. Bu tür davranışları sergileyebilmesi için zamanı öne sürer. Süperego ise işin ahlaksal boyutunu ön plana sürer. Cinselliğini bastırmalıdır insanlar çünkü bunun dışında toplumsal bir varlık olmaktan öte iç güdüleri ile hareket eden bir canlı konumuna düşeriz toplumun önünde. Her toplumun ayrı süperego, ahlaksal kuralları vardır. Sadece cinsellik konusunda değil. O yüzden cinselliğini bastırır insanlar. Kim bilir böyle olması toplum adına daha iyidir belki ya da kötü. Bazen iç güdüsel dürtülerine insanlar karşı koyamayabilir. Daha kötü sonuçlar doğurabilir belki cinsel dürtülere ket vurmak. Ama toplumumuzun ahlaksal kurallarına uymadığı için paylaşımlarına yorum yapılması zor bence. Buna ben de dahilim.
YanıtlaSilPsikolojiye giriş dersi niteliğindeki bilgiler çeşitli yaklaşımlar içeriyor. Ama işin ilginç yanı zaten bunları tanımlayan ve bulan kişiler bu toplum ahlakından gelen kişiler değiller ki...
SilNe ilginçtir ki başka ahlaki kuralların ortaya çıkardığı bilgilerin bu toplumun ahlaki kural bekçileri haline getirilmesi, özellikle de nicki "Anarschi" olan yani her türlü otoriteyi ve hiyerarşinin tümünü reddeden anlamına gelen bir okuyucu tarafından yapılması sanırım oldukça manidar.
Yorum yapılmasının zorluğunu belirten bu yorumunuz için teşekkürler.
En azından kayıtsız olumasından daha iyidir.
Evet işte ben de bunu anlatmaya çalıştım aslında. Bu toplumun ahlaki baskısı öyle benimsemişiz ki bu konularda kendini özgürüm diye atfeden insanlar bile kendini kısıtlar. O yüzden blogunuzu takip edenlerin bu kadar az yorum yapmasının altında da bu var.
SilYorum yapılıp yapılmaması sadece sayısal bir durum olarak görmek tarzım değil. Burada yorumdaki temel amaç bence benzer kalite, paylaşım veya yaklaşım ile kalite yaklaşıma sahip insanların birşeyler söylemesi veya söylememsi. Her şeyin konuşulması taraftarı değilim. Bazı şeyler tabu olarak ve ahlaki baskı altında da kalabilir. Bu baskının veya tam tersi olarak özgürlüğün konu bile olmaması gerektiğini düşünüyorum.
SilAyrıca ne yazık ki bu bir gerçek toplumumuzda cinsellik hala bir tabu olarak görülüyor. özellikle kadınlar cinselliğin utanılacak bir şey olduğunu zanneder. Çünkü çocukluktan beri öyle yetiştiriliyoruz. Sonra evlenince cinsel hayatında sorunlar vb. şeyler baş gösteriyor işte. Cinsel anlamda yaşanan bir sürü sorun bu tabulaştırmadan kaynaklanıyor ayrıca. Ben bile bunu biliyorum eleştiriyorum da kendimi ama ahlaki yönde ayrı bir baskı kuruyor insanın üstüne. Öz eleştirimi böyle yapabiliyorum. Birden sıyrılıp bu toplumsal baskıyı atmak çok zor. Bu çok uzun konu ya tartışılır da tartışılır. :))
YanıtlaSilCinselliğin tabu olmaması veya özgürleşmesi gibi toplumsal bir kaygımın olmadığını belirteyim. Blog hakkında kısmında da belirttiğim gibi ben bu blogu aslında kendim için ve kaliteli birşeyler yapmak için yapıyorum. Toplumsal veya kişilere yönelik herhangi bir kaygım bulunmuyor.
SilBunları belirttikten sonra yorumunuz için teşekkür ederim.
Rica ederim. Öfff kızım başımı şişirdin toplum, tabu, cinsellik.Bana ne senin, başkasının ne düşündüğü :)).. Açıklamanızı okudum zaten. Neyse uzatmayım ben. Hani şikayet etmişsiniz ya kimse yorum yapmıyor diye onun üzerine bir şeyler demek istedim. Tabiki kendiniz için, yapmaktan zevk aldığınız şeyleri yapacaksınız kimsenin bunu sorgulamaya hakkı yok.
Silİşte bahsettiğim kaliteli paylaşım durumu bu.
SilDikkat ederseniz tüm yorumlarınıza her bir düşünce unsuruna karşılık gelecek düşüncelerimi paylaşmaya gayret ediyorum. Yoksa bayığılaştırmak veya saygısızlık gibi birşey kalite anlayışıma ters düşer diye düşünüyorum.
Her bir yorumunuz beni memnun ediyor. Teşekkür ederim yorumlarınız, katkılarınız ve düşünceleriniz için.
Devamını merakla bekliyorum.
Farkındayım ben de teşekkür ederim. Yorumlarıma cevap verdiğiniz için.
Silİnsan olarak sosyal bir canlı olmamızın bir gerekliliği ve ihtiyacı sanırım, karşılıklı diyalogda bulunma isteği.
SilBazen hiç tanımadık bir yerde, bambaşka bir ortamda belirli bir konu bir başka boyut katabiliyor kendimize...